Kurumsal

Türkiye yayıncılık tarihinin önemli kilometre taşlarından biri olan Altın Kitaplar Yayınevi, 65 yıldır yayın hayatına kesintisiz devam ediyor.

Küçük bir aile şirketinden büyük bir yayınevine dönüşürken, yürüdüğü yolun ne kadar engebeli olduğunun bilincinde, yayın hayatına ilk olarak dünya klasiklerini yayımlayarak başladı.

O dönemde atılan bu ilk adım, bilinçli bir yayın politikasının sonucuydu. Evet, best-seller yazarlar, polisiye ve macera kitapları, aşk romanları Türk okurunun az da olsa bildiği, ama yabancı kitaplardan pek tanımadığı bir alandı.

Çocuk edebiyatı da üzerinde durulması gereken bir başka konuydu. Yerli çocuk kitaplarının yanında, iyi çevirilerle ortaya konabilecek Dünya Çocuk Edebiyatı vardı. Yurtdışından alınan orijinal eserler, tıpkı-best seller kitaplar gibi, dönemin en başarılı çevirmenleriyle çalışılarak yayınevinin ürün yelpazesine eklendi.

Ancak çeviri eser yayınlamak, oldukça riskli bir işti. Başka bir dilde basılmış bir eseri kendi dilinizde yazılmış gibi hazırlamak... İşte burda asıl zorluk başlıyordu.

Altın Kitaplar bunun da çözümünü bulmuştu alanında uzman, yetkin bir editoryal kadro bu sorunu çözebilirdi, ama çok dikkatli olmak ve çok çalışmak gerekiyordu. Yıllar ilerliyor, Agatha Christie, Barbara Cartland, Harold Robins, Isaac Asimov, Arthur Hailey, Mario Simmell, Robert Ludlum, Clive Cussler, Stephen King gibi isimler Altın Kitaplar'ın yazar listesine katılıyordu. Bu satırları okuyan pek çok yetişkin ve belki de birçok çocuk, Altın Kitaplar'ın şömiz cilt kapaklı Dünya Çocuk Klasikleri'ni, Dünya Klasikleri'ni, Nobel Dizisini kütüphanesinde gördü ya da alıp okudu. Bu, köklü bir yayınevi olmanın belirgin ayak izleriydi.

Zaman akıp giderken Altın Kitaplar okul kitaplarında ve yardımcı kitaplarda da atılım yapma gereği duydu, çünkü çocukların bilinçli ellerden çıkmış okul kitaplarına -ki bunun için üniversitelerde bölüm kurucuları olmuş, duayen sayılabilecek profesörlerle çalışılması gerekiyordu- sözlüklere, atlaslara ve yardımcı kitaplara ihtiyaçları vardı. Altın Kitaplar bu alanda da üzerine düşeni yaptı. Ancak çığ gibi büyüyen okur kitlesi ve gitgide genişleyen ürün yelpazesinde bir açık vardı ticari hiçbir kaygı güdülmeden büyük bir yayınevi olmanın getirdiği bir görev bilinciyle edebiyat ve felsefe serileri hazırlamak. İşte bu gerçekten yürek ferahlatan bir çalışmaydı.

Günü yakalamak için yeni ve başarılı bir editöryal kadroyla, yeni çağın çocuk ve gençlerini anlamak için de özgün yazarlarla çalışmak gerekiyordu. Hele Gençlik Edebiyatı, Türkiye'de o güne dek üzerinde hiç durulmamış bir konuydu. Riskler almalı, ama ne olursa olsun zoru başarmalıydı. Altın Kitaplar bu alanda da bir ilke imza atıp, şimdi pek çok gencin ve yetişkinin yakından tanıdığı, gençlik yazarlarını okurlarla buluşturdu. Çocuklarıysa, Türkiye'nin en sevilen yerli çocuk yazarlarıyla tanıştırdı. Şimdilerde ise Altın Kitaplar Yayınevi, Çocuk ve Gençlik edebiyatı alanında tıpkı yetişkin kitaplarında olduğu gibi yeni bir atılımın içinde. Kalitesinden ödün vermeden arayışlarına devam ediyor. En iyiyi yakalamak belki çok zor, ama kişiler gibi firmaları da ayakta tutan yılmadan, yorulmadan, umut ederek arayışını ve varlığını sürdürmek.

Yaşamda varoluş amacınız bilgilendirmek, aydınlatmak, eğlendirmek, heyecanlandırmak, mutlu etmekse, Altın Kitaplar 65 yıldır bunu yapmaya devam ediyor...